BDT yani Bilişsel Davranışçı Terapi, Bilişsel terapiler ve Davranışsal terapilerin birleştirilerek oluşturulduğu terapi ekolüdür.
1980’li yıllarda İngiltere’de kuramcılar davranışların geçmişten edindiğimiz bilgiler ile ilişkili olabileceği düşüncesini savunmuşlardır. Ve bu düşünce etrafında şekillenen bir terapi ekolü oluşturmuşlardır.
BDT bireyin yalnızca davranışlarına ya da yalnızca düşüncelerine odaklanmaz. Düşüncelerinden etkilenerek şekillendirdiği davranışlarına odaklanır.
Kişinin düşünce kalıplarında değişiklikler yapılarak, davranış değişiklikleri sağlanabileceği ve hatta yeni davranışlar oluşturulabileceği öne sürülür.
BDT’ye göre düşünce, duygu ve davranışlarımız bir bütündür. Etkileşim halindedir. Bir olaya ilişkin düşüncemiz duygularımızın, duygularımız davranışlarımızın etkileyicisidir. Burada olaya ilişkin düşüncelerimiz (otomatik düşünce şeklinde ifade edilir) değiştirildiğinde duygu ve davranış değişikliği kendiliğinden gelecektir.
Depresyon başta olmak üzere, özgül fobi, sosyal fobi, TSSB, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, yeme bozuklukları gibi birçok sorun üzerinde etkinliği kanıtlanmış bir psikoterapi ekolü olarak bilinir.
Uzman Klinik Psikolog
Canan AKAR