Çocuklarda saldırganlık psikologların üzerinde durdukları önemli bir konudur. Saldırganlığa ilişkin birçok tanımlama mevcuttur. Kimileri saldırganlığı itme, vurma gibi fiziksel özellikler ile açıklarken, kimileri tehditkâr konuşma, sözlü aşağılama gibi özellikleri de ekleyerek açıklamaktadır. Bazıları kendi türüne zarar vermeyi saldırganlık olarak tanımlarken, bazıları canlı ya da cansız varlıklara zarar verme niyetiyle yapılan davranışları bu kapsamda değerlendirmektedir.
Saldırganlık sözel ya da fiziksel olarak bir kişiye zarar verme, incitme ve yaralama olarak da tanımlanabilir. Saldırganlık kasıtlı yapılan bir davranıştır. Örneğin bir çocuğun kardeşiyle anlaşamayıp öfkesine yenilerek ona vurması saldırganlık olarak nitelendirilebilirken oyun oynarken ani bir hareket sonucu kardeşini ya da arkadaşını düşürmesi saldırganlık değildir.
Düşmanlık, rahatsızlık ve öfke, saldırganlığın yaygın ifade ediliş biçimleridir. Tıpkı öfkede olduğu gibi, saldırganlığın temelinde de birçok duygu yer almaktadır. Acı, can sıkıntısı, endişe, kaygı, baskı, korku, öfke, köpürme, düşmanlık, kin, nefret vb. duygular da saldırganlığın ortaya çıkmasında tetikleyici olabilmektedir.
Saldırganlık davranışına neden olan pek çok etmen vardır. Engellenmeye karşı düşük tolerans, kişilik özellikleri, biyolojik faktörler (perinital problemler, baş yaralanmaları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi çocukluk bozuklukları), öğrenme bozuklukları, anne baba tutumları, aşağılanma, şiddete maruz kalma, saldırganlığı gözlemleme, düşük öz saygı, bireysel farklılıklar, duygusal boşalım, kışkırtma ve fiziksel çevre bu etmenler arasında sayılabilmektedir.
Uzman Klinik Psikolog
Deniz KURT