Eyvah İçedönük!
İçedönük, içine kapanık, utangaç, çekingen, sosyal fobi…
Bu ve benzeri kavramları çok kez duyuyoruz ve belki bir çoğumuz aynı anlama geldiğini düşünüyor. Benzerlik içeriği ‘sosyal iletişim’ olsa da kavramların tanımı ve bireyler üzerindeki etkisi farklı. Bu kavramların açıklamalarına bakalım ve o sorunu yaşayan kişiye ait olabilecek cümleleri inceleyelim.
Çekingen, utangaç: Sosyal ortamlara girmek ister fakat iletişim kurmaktan ve tanımadığı insanlarla olmaktan endişe eder.
- (Sosyal alanları eğlenceli buluyorum ama kimseyi tanımıyor olmak beni tedirgin ediyor.)
İçine kapanık: Sosyal ortamlardan rahatsızlık duyar, kendini o ortamlardan soyutlar, mahrum bırakır.
- (Sosyal alanlar tedirgin edici, en iyisi uzak durmak.)
İçe dönük: Sosyal ortamlardan rahatsızlık duymaz, orada da keyifli vakit geçirilebileceği ihtimalini düşünebilir, ama bu o kişiye çok hitap etmez, yalnız olmayı sever.
- (Kalabalıklar bazıları için çok eğlenceli evet bulunabilirim ama yalnızken günü daha verimli hale getirebilirim.)
Sosyal fobi: Sosyal ortamlara girmeyi isterler, fakat fizyolojik psikolojik, bilişsel olarak yaşadıkları kaygı düzeyleri o kadar yüksektir ki günlük yapmaları gereken işler onlar için çekilmez hale gelmeye başlamıştır.
- (İnsanlarla aynı ortamda olmak aslında keyifli ama benim oldukça stresli, nasıl göründüğümü düşünmekten anı yaşayamıyorum.)
Burada içedönük durumun bir tür patoloji ve alarm gerektiren bir durum değil bir kişili yapısı olduğunu bilmek önemlidir. Bu kişilik yapısı doğuştan gelen, mizaç özelliklerinden kaynaklanır. Kişilik özelliği haline gelmesinde doğuştan gelen özelliklerin çevre tarafından da desteklenmesi etkili olur.
Bu süreçte koruyucu, baskıcı ve otoriter anne baba yaklaşımı belirleyici etkilerden olabilir. Bu yaklaşımlar çocuğun anne baba tarafından her işinin halledilmiş ve mücadelesinin önüne geçilmiş olması, sosyal ortamlara girmesine ve iletişim becerilerinin gelişmesine ket vurulması, konuşmasına ve kendini ifade ederek savunma yapmasına engel olunması gibi sıralanabilir.
Bu konuların en çok kendini gösterdiği vakit genelde ergenlik dediğimiz ilişkilerin gündemde olduğu vakittir. Bu bireylerin bu yaş dönemlerinde bazı olayları kendilerine saklamak istemesi, bazılarının daha fazla paylaşmayı tercih etmesi, bazılarının çok daha fazla arkadaşı ve çevresi varken bazılarının kendiyle vakit geçirmekten daha çok hoşlanması doğru veya yanlış olarak sınıflandırılamaz.
Burada yapılması gereken bu yaş grubundaki bireyin kaotik ve kriz boyutuna olmayan bu içedönük tercihine saygı duymaktır. Bu ve yaşanılan her sorunla ilgili, bize saçma geliyor olsa dahi duygusunu kabul ederek yardım kapılarını açmaktır. Peki bu kabul ve açık kapı eylemi nasıl ifade edilir sorusu akıllara geldiyse bir geçiş dönemi ebeveyni, eğitimcisi veya akranı olarak en etkili cümle;
…… anlıyorum, peki senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Uzman Klinik Psikolog
Canan AKAR